Çocuk sahibi olan anne ve babaların en büyük isteklerinden birisi çocuklarının okumayı öğrenmesidir. Toplumumuzda çocuklara okuma yazma öğretme oldukça önemlidir ve erken yaşta başlatılır.
Erken yaşta okumayı öğrenmeyi başaran çocuklar ile ilgili ebeveynleri, bu durumdan mutlu oldukları ve gururlandıkları için bazen çocuklarının diğer akran gruplarından farklı ve üstün bir gelişimleri olduğuna dair düşüncelere sahip olurlar. Her çocuğun gelişimi ve ihtiyaçları birbirlerinden çok farklıdır. Çocuklarını iyi tanıyan onların ihtiyaçlarını, öğrenme stillerini ve gelişimlerini yakından takip eden anne-babaların onlar yerine karar vermekten ziyade onlar ile beraber empati kurarak bu eğitim serüveninde yol almaları son derece önemlidir. Anlaşıldığını ve ihtiyaçlarının farkında olunduğunu hisseden çocuklar ise kendi akran gruplarıyla karşılaştırma yapmak ya da onlar ile bir yarışa girmek yerine kendi gerçek potansiyellerini ortaya daha kolay çıkarabileceklerdir. Ayrıca bazen anne-babalar kendi beklentilerini karşılayabilmek adına çocuklarının beklentilerini fark etmeden bazı değerlendirmeler yapar ve kararlar alabilmektedir. Örneğin ebeveynler çocuklarının 5 yaşında okuması gerektiğini kendi beklentilerini göz önünde bulundurarak beklerler. Fakat çocuklarının gelişim süreci belki de bu durum için henüz hazır ve yeterli değildir. Bu da çocuklarının üzerine oldukça fazla gereksiz bir sorumluluk yüklemiş olur. Bunun sonucunda da başarısızlık ve değersizlik çocuk tarafından hissedilebilir.
Çocukların Bireysel Farklılıkları
Okuma ve yazma bir gelişimsel süreçtir. Siz istediniz diye çocuğunuz hemen okuma yazma öğrenemez. Öncelikle çocuğunuz fiziksel ve zihinsel olarak gelişmiş olması gerekir. Verileni alabilmek için yeterli bir zekâ seviyesine ulaşması gerekir. Bazı çocuklar 5 yaşında bu zekâ seviyesine ulaşırken bazıları 6 yaşındayken hala okuyamazlar. Bunun en temel nedeni çocukların bireysel farklılıklarıdır. Bireysel farklılıkların yanı sıra yetiştiği ortam, yetiştirilme şekli, çevresel etkenler gibi etkileyen diğer faktörler de vardır.
Bir diğer önemli nokta ise çocuğun okuma yazma öğrenmeye hazır olup olmamasıdır. Okul öncesi okuma öğretmek için çocuğun buna hazır olması gerekir. Bunu yapabilmek için de çocukları okumaya hazırlamak önemli bir faktördür. Okul öncesi eğitimlerde çocuklara belli başlı eğitimler verilir. Çocuğun kalem tutabilmesi, çizgi çizebilmesi, harfleri öğrenmesi, sesleri çıkarabilmesi gibi eğitimler verilir. Bütün bu eğitim aşamalarının amacı, çocuğu okuma yazmaya hazırlamaktır. Unutulmaması gereken en önemli konu, okuma ve yazma eğitimi sırasında her öğrenci kendi hızında ilerler, kimi öğrenci desteğe ihtiyaç duyarken, kimi öğrenci kendi kendine öğrenebilir. Ebeveyn olarak bu dönemde oldukça sabırlı olmamız, çocuğumuzun her zaman değerli olduğunu, her koşulda onu çok sevdiğimizi belirtmemiz ve cabasını takdir ettiğimizi sık sık belirtmemiz gerekir.
Okuma Yazma Yaşı
Çocuk gelişiminde okuma öğretmek için belirlenen bir yaş yoktur. Araştırmacılara göre zihinsel yaş olarak 6 yaşında olanlar kolay bir şekilde öğrenebilirler. Fakat bu bütün çocuklar 6 yaşında öğrenir, diye bir şey demek değildir. Çünkü 4 yaşında veya 5 yaşında okumayı öğrenen çocuklar da vardır. Anne babaların yapması gereken çocuklarının gelişimlerini takip etmek ve çocuklarını okuma öğretimine hazırlamaktır. Bu eğitim okul öncesi 7dönemlerde anaokulu veya kreşlerde de verilebilir veya anne baba evinde de çocuğu bu döneme hazırlayabilir. Okuma yazma için belirli bir yaş yoktur, bireysel farklılıklar önemli bir faktördür.
Çocuğun gelişiminde okuma yazma, eğitim sisteminin ilk ve en zor aşamasıdır. Okumanın gerçekleşmesi için çocuklarda farklı zamanlarda da olsa her birinde farklı dönemlerde gelişen olgunluk, odaklanma ve dil gelişimi öğrenmelerini gerçekleştirir.
Roger Delogne, "Gerekli önlemler alınarak okuma yazmaya erken yaşlarda başlanmalı ve 5 yaşından itibaren öğretilmeli “demektedir. Doman, Engelman, Moore, gibi uzmanlar, okuma öğretme çalışmalarına 2 -3 yaşlarında başlanması gerektiğini, bu çalışmaların çocuğun zihnini uyaracağını ve geliştireceğini açıklamaktadır. Doktor Glenn Doman ise çocukta zihinsel kapasitenin 6 yaşlarda üst düzeye çıktığını, okuma öğrenmek için gerekli bütün zihinsel becerilere sahip olduğunu açıklamaktadır. Genel olarak okuma yazma yaşı çocukların gelişim özelliklerine göz önüne alındığında, 5 yaş 5 ay 6 yaş 6 ay arası dönemde olduğu gözlemlenir.
Öğrenme Teknikleri
Ülkemizde dünyadaki gelişmelere paralel olarak okuma yazma öğretiminde kullanılan yöntemler de zaman içerisinde değişmiştir. Okuma yazma öğretiminde uzun süre harf yöntemi kullanılmıştır. Harf yöntemini sırasıyla ses yöntemi, hece yöntemi kelime ve cümle yöntemi izlemiştir. Şu an için okullarda ses temelli cümle yöntemi kullanılmaktadır. Ses temelli cümle yönteminde;
-
Öncelik sırasına göre dizilmiş sesler ( harfleri) hissettirilir ve günlük yaşam ile ilişkilendirilir.
-
Harf grubundaki sesler öğretildikten sonra, harfler ile heceler oluşturulur.
-
Öğrenilen sesler ile anlamlı hece ve sözcükler oluşturulduktan sonra cümle oluşturulur.
Bu yöntemde öğrenci sesleri birleştirme mantığını kavradıktan sonra ilk harf grubunu ( e,l,a,k,i,n) tamamlayarak, diğer harf grubuna geçiş yapar. Bir önce öğrendiği sesi yeni seslerle birleştirerek kısa sürede okumayı tamamlar. Bu sistemde öğrenci heceleri ezberlemeden pratik bir şekilde öğrenir.
İlk Beş Okullarımızda çocukların bireysel farklılıkları, bilişsel gelişimleri, yetenekleri, sosyal ve psikomotor gelişimleri ön planda tutularak okuma yazma eğitimi farklılaştırılmış öğretim teknikleri ile yapılır. Öğretmenlerimiz çocukların gelişim özelliklerini bilerek öğrencileri ile sevgi-güven bağı kurarak etkili öğrenme ortamı hazırlarlar. Okumanın önemi ve anlamlı okuma eğitimi tüm kademlerde yıl boyunca sürdürülür. Bu süreçte ebeveynlerimiz ile sıkı iletişim içinde olunur, öğrencilerimizin ilgi ve ihtiyaçları konusunda bilgilendirmeler yapılır.